Hipotezimiz aşağıdaki iki önermeden oluşuyordu;
Birinci önerme:
Kur’ân beyanı: Kur’ân Allah tarafından korunan bir kitaptır.
—– 15 – Hicr Suresi – Ayet 9 (Mushaf Sırası: 15 – Nüzul Sırası: 54 – Alfabetik: 36) —–
اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
Diyanet Meali: 15:9 – Şüphesiz o Zikr’i (Kur’ân’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.
Bu durumda Kur’ân’da bir koruma sistemi olmalıdır. Bir metnin veya dokümanın koruma sistemi kriptoloji ile yapılabilir, yani metnin içinde bir kriptoloji olması gerekir. Bu kriptolojik kodlama sistemi, Kur’ân’ı içinde fark edilmeli ve yapının orijinal olduğunu, değiştirilmediğini bize göstermelidir.
İkinci önerme:
Kur’ân beyanı: Kur’ân insan kabiliyetlerini aşan bir kitaptır. Olağanüstüdür.
—– 17 – İsra Suresi – Ayet 88 (Mushaf Sırası: 17 – Nüzul Sırası: 50 – Alfabetik: 46) —–
قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلٰى اَنْ يَاْتُوا بِمِثْلِ هٰذَا الْقُرْاٰنِ لَا يَاْتُونَ بِمِثْلِهٖ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَهٖيرًا
Diyanet Meali: 17:88 – De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’ân’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.”
Bu durumda Kur’ân’daki yapılar, kodlamalar veya her ne varsa olağanüstü diyebileceğimiz, çok net bir şekilde fark edilmeli ve insanlar tarafından yapılamayacağı bilimsel olarak ortaya koyulmalıdır.
İncelemeler sonucunda;
Birinci önermenin çalışmalarımız sonucunda doğrulandığını görüyoruz:
Kur’ân’ın değişmediğini, değiştirilmediğini, aşağıdaki bölümlerde verilen tablolardaki bilgilerden ölçülebilir ve test edilebilir şekilde görmüş oluyoruz.
- 19 ve 19’un katları olan Kur’ân ayetlerindeki “Allah” lafzının tekrarı: 133 = 7 x 19
- 19 ve 19’un katları olan Sure numaraları ve bu Surelerin Ayet sayıları: 266 = 7 x 19 x 2 399 = 7 x 19 x …
- Kur’ân’daki “Allah” lafzının tekrarı:
- BESMELE (Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla):
Bu bölümlerde ele alınan tablolardaki sayısal yapı Kur’ân’ın genelini kapsar.
1.Fatiha suresinin ve 96.Alak suresinin kodlamalarında karşımıza çıkan lokal bulguların örgüsel olarak aynı şekilde Kur’ân’ın genelinde olmadığı açıktır, fakat bu kodlamalardaki 7 ve 19, 2 sayılarının Kur’ân genelin de geçerli olduğunu görmüş oluyoruz.
“Tümdengelim; genelden özeli çıkarım yaparak, genelin diğer unsurlarına uygulayan akıl yürütme yöntemidir. Nedensel bir ilişki veya bağlantı belirli bir teori veya vaka örneği tarafından ima ediliyorsa, birçok durumda doğru olabilir. Tümdengelimci bir tasarım, bu genel hipotezden elde edilmiş özel durumun, yani ilişkinin veya bağlantının daha genel koşullarda elde edilip edilmediğini test edebilir.”
İkinci önermenin doğrulanması:
“Kur’ân’ın bir benzerinin insanlar tarafından getirileyemeyeceği”. Çok ciddi, çok büyük bir iddiadır. Kur’ân ilk bakıldığında salt bir metin gibi gözükmektedir. Ahlaki, tarihi, sosyal mesajlar, öğütler veren ve bu mesajları verirken birçok yerinde bilimsel olgulara, fenomenlere atıflar yaparak, onlardan örnekler göstererek anlatımlar yapan, söz söyleme sanatı olarak bilinen belağat’ı çok kuvvetli yani, sözü tam yerinde, gereğince kullanan bir metin olarak bilinir. Fakat sonuçta bir metindir. Neden yazılamasın ki?!!
Günümüz teknolojisi kriptoloji kullanılarak bir metnin, mesajın koruma altına alınabileceğini bizlere göstermiştir. Bir mesajın, metnin, değiştirilmesinin ve bir benzerinin üretilmesinin engellenmesi günümüz teknolojisinde kriptolojiyle mümkündür. (SHA-256 Algoritması – Checksum, konularını araştırabilirsiniz.)
Kriptoloji, şifre bilimidir. Çeşitli iletilerin, yazıların belli bir sisteme göre şifrelenmesi, bu mesajların güvenlikli bir ortamda alıcıya iletilmesi ve iletilmiş mesajın deşifre edilmesidir.
Dolayısıyla, Kur’ân’ın bu iddiası, Kur’ân’da bir kriptoloji olduğunun göstergesidir. Kur’ân’daki kriptoloji bulunmuştur. Ha-Mim tablolarından başlayarak olasılıklar zinciri oluşur. Önce Ha-Mim sureler grubu içindeki Hurufu-Mukattaa harflerinin sayılarından hareketle, harflerin sureler içindeki konumları, harflerin ebced değerlerinin dizilimiyle oluşan sayılar ile kilitlenir ve bu zincir, yapıyı grup surelerinin ayet sayılarına bağlar, oradaki kodlama ise zincirin bütün Kur’ân mushafındaki fihriste, fihristin ayet sayıların oluşturduğu sayısal kümeye bağlanmasını sağlar. Kur’ân Mushaf fihristindeki Çift ve Tek sayısal simetri ve bu sayı kümesi üstünde olduğunu fark ettiğimiz 7 ve 19 ikili sayısal kodlamalar, zincirin birbirine bağlanarak uzamasını ve Kur’ân’ı baştan sona tamamen kaplamasını sağlar ve bütün yapıyı kilitler. Sayısal yapının doğal iterasyonla oluşturulma olasılık değeri yaklaşık olarak 1/10+90’a kadar düşer.
Sonuç olarak: Kur’ân’ın bir benzeri, Kur’ân metninde bulunan kriptoloji sebebiyle yapılamaz. Kur’ân’ın benzeri bir metin yazmak isteyenler, önce Kur’ân’ın kriptolojik (sayısal) yapısını oluşturmak ve oluşturulan sayısal yapıya metin giydirmek zorundadırlar. Kur’ân kriptolojisinin 1/10+90’a varan olasılık değerini hesapladıktan sonra bunun mümkün olmadığını, insanlık tarafından yapılamayacağını söylemek hiçte zor olmayacaktır. Benim kanaatime göre ikinci önerme de doğrulanmıştır.
Rasyonel yaklaşım
Dünyadan birçok fikir insanı ve birçok toplum gelmiş ve geçmiştir. Okumak ve kültürleri tanımak, insanların ürettikleri fikirleri öğrenmek, onların deneyimlerinden faydalanmak gerekir. İyi olanı alıp, kötü olandan uzak durmak, akıl sahibi bir insanın davranışıdır. İşte bu noktalarda, en önde gelen rehber olarak Kur’ân ve örnek insan olarak sevgili Peygamberimiz dikkate alınmalıdır.
Kur’ân’daki matematiksel disiplin, yapı çok net bir şekilde ortadadır. Bu yapı 1400 sene önce oluştuğu için insan üstüdür ve bir mucizedir. Biz bu mucizeyi fiziksel olgularıyla görüp test edebiliyoruz. Kur’ân’ın korunduğunu bu yapılar sayesinde anlıyoruz. Geçtiğimiz bölümlerde bahsedilen Reşat Halife, Edip Yüksel, 19.org ekibi ve internette gördüğümüz birçok grubun ve insanın kabul ettiği gibi, sayısal sisteme dayanarak Kur’ân’dan ayet çıkarmanın hiçbir bilimsel dayanağı yoktur, çok büyük bir hatadır. Bu yapı, bu haliyle Kur’ân’ın insan üstü olduğunu ve korunduğunu ispatlıyor. Bu yapıyı Kur’ân’ın olağanüstülüğünü, korunduğunu, insanlar tarafından bir benzerinin getirilemeyeceğini sonuç olarak Allah kelamı olduğunu görmek için bir vasıta olarak anlamak yerinde olacaktır.
Son sözü Kur’ân’a bırakıyorum.
—– 15 – Hicr Suresi – Ayet 9 (Mushaf Sırası: 15 – Nüzul Sırası: 54 – Alfabetik: 36) —–
اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
Diyanet Meali: 15:9 – Şüphesiz o Zikr’i (Kur’ân’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.
—– 17 – İsra Suresi – Ayet 88 (Mushaf Sırası: 17 – Nüzul Sırası: 50 – Alfabetik: 46) —–
قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلٰى اَنْ يَاْتُوا بِمِثْلِ هٰذَا الْقُرْاٰنِ لَا يَاْتُونَ بِمِثْلِهٖ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَهٖيرًا
Diyanet Meali: 17:88 – De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’ân’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.”
—– 6 – Enam Suresi – Ayet 115 (Mushaf Sırası: 6 – Nüzul Sırası: 55 – Alfabetik: 20) —–
وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ صِدْقًا وَعَدْلًا لَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهٖ وَهُوَ السَّمٖيعُ الْعَلٖيمُ
Diyanet Meali: 6:115 – Rabbinin kelimesi (Kur’ân) doğruluk ve adalet bakımından tamdır (tamamlanmıştır). Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
—– 2 – Bakara Suresi – Ayet 23 (Mushaf Sırası: 2 – Nüzul Sırası: 87 – Alfabetik: 11) —–
وَاِنْ كُنْتُمْ فٖى رَيْبٍ مِمَّا نَزَّلْنَا عَلٰى عَبْدِنَا فَاْتُوا بِسُورَةٍ مِنْ مِثْلِهٖ وَادْعُوا شُهَدَاءَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِقٖينَ
Diyanet Meali: 2:23 – Eğer kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimiz (Kur’ân) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi çağırın (ve bunu ispat edin).
—– 89 – Fecr Suresi – Ayet 3 (Mushaf Sırası: 89 – Nüzul Sırası: 10 – Alfabetik: 25) —–
وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ
Diyanet Meali: 89:3 – Çifte ve teke andolsun,
—– 89 – Fecr Suresi – Ayet 5 (Mushaf Sırası: 89 – Nüzul Sırası: 10 – Alfabetik: 25) —-
هَلْ فٖى ذٰلِكَ قَسَمٌ لِذٖى حِجْرٍ
Diyanet Meali: 89:5 – Şüphesiz bunlarda, akıl sahibi bir kimse için üzerine yemin edilmeye değer bir özellik vardır.
—– 74 – Muddessir Suresi – Ayet 30 (Mushaf Sırası: 74 – Nüzul Sırası: 4 – Alfabetik: 65) —-
عَلَيْهَا تِسْعَةَ عَشَرَ
Diyanet Meali: 74:30 – Üzerinde on dokuz (görevli melek) vardır.
—– 15 – Hicr Suresi – Ayet 87 (Mushaf Sırası: 15 – Nüzul Sırası: 54 – Alfabetik: 36) —–
وَلَقَدْ اٰتَيْنَاكَ سَبْعًا مِنَ الْمَثَانٖى وَالْقُرْاٰنَ الْعَظٖيمَ
Diyanet Meali: 15:87 – Andolsun, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve büyük Kur’ân’ı verdik.
—– 75 – Kıyamet Suresi – Ayet 17 (Mushaf Sırası: 75 – Nüzul Sırası: 31 – Alfabetik: 56) —–
اِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْاٰنَهُ
Diyanet Meali: 75:17 – Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.
Leave a Reply